Fenerbahçe
Galatasaray  
Beşiktaş  
Trabzonspor  
Süper Lig  
2. & 3. Ligler  
Aktüel  
Yazarlar  
Fikstür  
SMS Paketi  
Ana Sayfa  
Arşiv  
     
Sayısal loto
Spor toto
Şans topu
Savunması kötü
Milli Takım'da kaleci dahil 'çok sağlam diyebileceğiniz' bir kişi var mı? Böyle bir savunma ile maçı geride kabul ettiğiniz zaman intihar etmiş olursun Başbakan'ın, Terim'le beraber Futbol Federasyonu Başkanı'nı da tebrik etmesi gerekiyordu. Terim'i Ulusoy getirdi. Ancak Türkiye henüz bu olgunluğa erişemedi... Dolmabahçe'nin Beşiktaş'a verilmesi bile yanlış. Devlet, gerekiyorsa Beşiktaş'a da yardım eder ve kent yoğunluğunun dışında 50-60 bin kişilik bir stat yapılır


Ulusoy, devlet erkanından kimsenin aramadığını söyleyerek sitem etti. Başbakan'ın Terim'i ararken, Federasyon Başkanı'nı es geçmesi garip değil mi?
Başbakan'ın tavrı belli. Kendisi Gürcistan'dayken, milli maça gitmeyip, Haluk Ulusoy'un rakibi olduğu söylenen Hamdi Akın'ı uçağına bindirip Türkiye'ye dönen Başbakan'ın, Yunan maçından sonra Ulusoy'u kutlamasını ben beklemiyordum zaten...

_Ama Ulusoy bekliyormuş herhalde.
Hayır. Ulusoy, Fatih Terim'in arandığını, kendisinin aranmadığının altını çizmek için söyledi. Oysa bunlar yanlış bir şey. Haluk Ulusoy'la kişisel sorunları olabilir Recep Tayyip Erdoğan'ın...
Ama Türkiye Başbakanı'nın orada bir kutlama gerekiyorsa Fatih Terim'le beraber, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı'nı da kutlaması lazım. Fatih Terim'i oraya getiren, o başkan... Ama ne yazık ki Türkiye, henüz bu olgunluklara ulaşamadı. Biz kişisel sorunlarımızı, ulusal duygularımızın önünde tutuyoruz.

BU FUTBOL YETMEZ

_Grupta 4'te 4 yaptık. Seyirci yine yok. Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez ve Gökhan Ünal da eksikler arasına katıldı. Norveç karşısında nasıl oynamamız gerekiyor? Beraberlik bizim için iyi bir sonuç mudur?
Zor bir maç. Yunan maçından da zor bir maç. Yunan maçı neticede deplasmanda oynadığımız maçtı. Beraberlik de iyi bir sonuç olarak karşılanabilirdi. Yunanistan baş rakiplerinden bir tanesi ve deplasmanda berabere kalmışsan, iyi sonuç. Norveç maçı, Türkiye'nin maçı. Norveç'le ikinci maçı Norveç'te oynayacağız. Onun için bu maçın kaybına tahammül, Yunan maçının kaybına tahammülden daha zor. Bu maçın kazanılması lazım. 'Bu maçın kazanılması lazım' dediğin maç zor maçtır. 'Lazım' sözcüğü oradaki zorluğu getirir beraberinde. Yunan maçını kazanmamız lazım değildi. Yunanistan ile Türkiye'de oynayacağız çünkü. Norveç maçını kazanmamız lazım. Şimdi Yunanistan maçındaki futbol ölçü olursa, Yunan maçındaki futbol 4-1'in karşılığı bir futbol değil. Yani ancak Yunanistan gibi kötü oynayan, dağılan bir rakip bulursak bu futbol yeter...

_Norveç bir de Bosna'ya yenildi. Daha hırslı olacak ve mutlaka kazanmak isteyecektir.
Bosna'ya yenilmiş olmanın moral bozukluğu var, yıpranmışlığı var. Bosna'yı rahatlıkla yenersin ve o maçta yorgunluk oranın '70' olsun. 2-0 mağlup duruma düştüğün bir maçı çevirmek daha fazla bir bir tempo getirir ki o zaman maçtan '170' yorgunlukla çıkarsın. Yani Norveç iki misli fazla yoruldu o maçta. Karşılığını da alamadı o yorgunluğun. Yani hem fizik, hem moral olarak yıpranmış bir şekilde karşımıza geliyor. Ama senin dediğin de doğru. Bir kayba daha tahammülleri yok. Bunu da kaybederlerse işleri biter. Onun için de 'mutlaka kazanmaları lazım' diye sahaya çıkıyorlar. Bu defa o 'lazım' lafının gerilimi de onlara binecek. Yani psikolojik avantajlar bizde gibi görünüyor. Seyircisiz olmasına rağmen. Ama biz de biliyoruz ki "Bu maçı kazanmamız lazım." Onun için biz de pek rahat değiliz.

_Milli Takım, Yunanistan karşılaşmasında olduğu gibi yine hücuma dönük dönük bir futbol sergilemeli mi?
Başka türlü oynayacağını düşünemiyorum ben Terim'in. Çünkü savunma oynamak, çok sağlam savunma oyuncularına sahip olmakla mümkün. Bana, kalecisi dahil 'şu adam çok sağlam' diyebileceğiniz bir kişi var mı!.. Hani eskilerin deyişi ile 'top geçer adam geçmez' diyeceğimiz adam dahi yok. O zaman böyle bir savunma ile maçı geride kabul ettiğin zaman intihar etmiş olursun. Ama bu defa fark şurada: Norveçliler, Fatih Terim'in nasıl oynayacağını biliyorlar.

MİMARİ BİR ESER

_Beşiktaş, stadını parça parça yıkıp yenisini yapmayı planlıyor. Seyrantepe'ye yapılacak stadı da düşünürsek İstanbul'a bu kadar stat çok değil mi?
Beşiktaş'ın stadını yıkmalarına izin verileceğini sanmıyorum. Beşiktaş'ın stadı tarihe ait.

_Bölgede verilen izinleri örnek göstererek, stadı büyütmek istiyorlar.
Ben olsam izin vermem. O stadın Beşiktaş'a verilmesi bile yanlış. Gerekiyorsa devlet, Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye yardım ettiği gibi Beşiktaş'a da yardım eder. İstanbul'un kent yoğunluğunun dışında bir yerde modern, 50-60 bin kişilik bir stat yapılır. Dolmabahçe Stadı da bütün Türkiye'nin stadı olur, eskisi gibi. Kimsenin aklına Parc de Prince'ı yıkmak gelmedi. Stade de France'ı ayrı yere yaptılar. Dünya Şampiyonası yaptığı halde Fransa. Dolmabahçe'nin üzerine yapılan o ekleri bile ben hazmedemedim. Dolmabahçe bir mimari eser. Bir mimari eserde bir değişiklik yapıyorsan, onun mimarından izin alman gerekiyor. Rahmetli Muzaffer Bil'e kimse sormadı 'şu değişikliği yapalım mı' diye. Yani sanıyorum mimarlar odası da karşı çıkacaktır. Neticede yargıya gidecektir, yargı izin vermeyecektir. Şehrin göbeğine bir büyük stat, 50-60 bin kişilik bir stat yapmak intihardır. Beşiktaş'ın hakkıdır; Beşiktaş'a yer verilir, Beşiktaş da stadını yapar. Galatasaray'a, Seyrantepe nasıl veriliyorsa, TOKİ, Galatasaray'a nasıl destek oluyorsa, Ali Sami Yen karşılığı o işi nasıl yapıyorsa, Dolmabahçe'nin karşılığı olarak da Beşiktaş'a bir stat yapılır.

BİRLİKTE OYNASINLAR

_Bu kadar stada ihtiyaç var mı?
Yok. Bana sorarsan, Beşiktaş ve Galatasaray'ın güçleri birleştirilir ve Seyrantepe'ye çok daha mükemmel, ikisine birden hizmet edecek bir stat yapılabilir. Yani İnter ve Milan gibi dünyanın en rakip iki kulübü San Siro'da aynı statta oynuyorsa, 'Milano'nun göbeğine yeni bir stat yapmaya gerek yok' diye. Seyrantepe de Beşiktaş ve Galatasaray'ın ortak kullanımına verilebilir. Ama bunların yapılması için ülkenin bir spor politikasının olması lazım. Böyle bir şey yok Türkiye'de. Kulüp başkanları yönetiyor ülkenin sporunu. İşte neticede işini bilen Fenerbahçe Başkanı, otobanların göbeğinde, Kadıköy'ün girişinde bir kaçak stat inşa etmeyi başarıyor. Ondan cesaret alan Yıldırım Demirören de 'Ben niye yapmayım' diyerek o da Dolmabahçe'yi benzetmeye uğraşıyor.



YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Parçalanırdı   / 27-03-2007
 Çakır hatalı   / 21-03-2007
 Ayrım kalkmalı   / 20-03-2007
 İkisi de gider   / 14-03-2007
 İpin ucu kaçtı   / 13-03-2007
 Antrenör yok   / 07-03-2007
 Toprak serpilmiş   / 06-03-2007
 Rahat yönetir   / 28-02-2007
 Zico sonuncu   / 27-02-2007
 İnsan mı önemli   / 20-02-2007


 
Savunması kötü
Kapısına kilit vurulur
Canaydın aday olsun yine kazanır
 

Fenerbahçe | Galatasaray | Beşiktaş | Trabzonspor | Süper Lig | 2 & 3 Ligler | Aktüel | Yazarlar | Sayısal loto | Süper toto | Şans topu | Künye | Ana Sayfa

Fotomaç Servisi

Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu

Alex' ten iyisi yok
"Brezilya' da Ricardinho ile...
Aslanların 100 gülecek
Zirve yarışında geriye düşen...
Dört dörtlük
Beşiktaş; Danimarkalı Jensen ve...
Akın' a kanca
Yönetim, ara transferde Tigana'...