Şiddet şenliği Yöneticilerin zalim ruhuyla kesin bağlantılı bir sistemden, futbol maçlarına yansıyan şiddetin en çirkin görüntülerini izliyoruz. Yarası asla kapanmayacak, kanlı bir coşkuya dönüşüyor futbol. Ve her yıl biraz daha artıyor. Cezalar artmazsa şiddet bitmezmiş. Öyle diyor politikacı abiler! İnsanlığın kelime anlamını bilmeyen adamların futbol takımlarında yönetici olduğu bir ülkede, şiddet dedikleri bir şenlik olmasın sakın. Şampiyonluk uğruna ruhunu iblise satan yöneticiler için, birkaç insan ölmüş, onların umrunda mı? Şiddet sahnelerinin tekrar edilen pozisyonlar kadar değeri var mı sanıyorsunuz? Çocukları maça giden analar dokuz doğururken... Babalar kan kusarken...
***
Bu düzenin anası babası belli. Bu düzenin ilham perileri, gazetelerde ve televizyonlarda altına kaçırmış cümlelerin üzerine bağdaş kuruyor. Ekranlarında her gün futbolun tartışıldığı ama bir arpa boyu yol alınmadığı bir ülke gösterin bana? Şiddeti tüketmek için sadece tribünleri cezayla tehdit etmek çözüm müdür yani? Yöneticiliğin veba fareleri için, nerededir cezalar? Kendilerini ölüme adayacak kadar gözünü karartmış tribün askerlerinden önce, ciğeri beş para etmez yöneticileri kollayan sistemin belini kim kıracak?..
***
Tribünlerde dayak yiyen çocuklar bizim çocuklarımız. Ama yöneticiler bizim yöneticilerimiz değil. O yöneticilerin arkasında duran gazeteciler de, sportmenlik ruhunu yansıtan satırların sahibi değil. Falanca başkan konuşunca, "ceza isteyen" yorumculuk, filanca yöneticinin engerek diline alkış tutuyorsa, o ülkede şiddetin merkez üssünü aramaya gerek yok. O yüzden atlı polislerin ve politikacı abilerin, gerçek suçluların üzerine yürüyeceği zaman dilini görmedikçe, ben olay çıkartan çocuklara kızmıyorum artık. İhanetin planlı programlı adamlarını iyi tanıdığım için belki.
***
Bu ülkeyi din üzerinden siyaset yaparak yıkamayanların, televizyonlara yerleştirdikleri "ucubelerle", planın ikinci kısmına geçtiğini kaç yıldır izliyorum. Şeytanlar emzirdikleri yavrularını gazetelerin ve televizyonların önemli kişileri haline getirdiler. Futbol yorumculuğunun popüler hale gelmesinin, artan şiddetle kan bağı olmadığını mı sanıyorsunuz? Beslenen yönetici kimlikleriyle akraba olmuşken... Kulüpçülük itibarlı tavra dönüşmüşken.
***
Sadece tribünleri işaret eden lokal anestezi değil, gerçek bir operasyon gerekli, futboldaki şiddetin kökünü kazımak için. Şiddetin ciğerlerine havayı dolduranları gerçekten teşhis etmek zorunlu. Ekrandaki yorumcular ve şeytan ruhlu futbol yöneticileri, yaşadıkları malikanelerden emirler yağdırdıkça, yağmur gibi kan yağması uzak ihtimal değil. Polislerin dövdüğü çocuklar sadece figüran. Sevgilerine yenik düşmüş figüranlar. Oysa senaryoyu başkaları yazıyor. Bu "şiddet şenliğinde" ellerini ovuşturanlar! Yargıdan muaf olanlar!