Jet imzaya şaşırdım Hükümetten gelen kararnameler için kılı kırk yaran Sezer'in Nobre konusu önüne gelir gelmez imzalamasını anlamadım.
Dünya Kupaları yılın en sıcak mevsiminde oynanıyor. Ama kimsenin sesi sedası çıkmıyor, kimseye de bir şey olmuyor
Meduna'nın saha ortasında fenalaşmasının ardından ligin başlama tarihi ile ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Bu şartlarda devam etmek doğru mu? Ortada tartışacak bir şey yok. Spor medyası şaşkınlıklar içinde. Ağzı olan konuşuyor. Dünya Kupası temmuzda oynandı. Daha sıcak bir mevsim var mı? 1986'da Meksika'daydım ben. Öğlen vakti oynanıyordu maçlar. 'Avrupa televizyonlarına zamanında gelsin' diye. Güneş tam tepedeydi ve futbolcunun gölgesi düşmüyordu. 55 dereceydi sıcaklık. Biz gölgedeki tribünde oturamıyorduk. İki de bir de tribün arkasına klimalı yerlere kaçıyorduk, iki dakika nefes alıp tribünde öyle oturuyorduk. Dandik lig maçı oynamıyorsun, Dünya Kupası maçı oynuyorsun. İki günde bir oynuyorsun, maçları; haftada bir de değil. Maçlar oynandı ve kimsenin de gıkı çıkmadı. 1994 Amerika. Yine temmuzun ortasında yapıldı; yine 'Avrupa seyretsin' diye, bir tane gece maçı yoktu. Allah'ın kızgın güneşi altında biz Dünya Kupası izledik. Yine kimsenin ses sedası çıkmadı ve yine kimseye de hiçbir şey olmadı. Meduna'nın sorunu kendi fizyololojik durumundan kaynaklandı. Kalp damarı kasın içinden geçiyormuş falan... Şimdi bunları bahane edip de "Vay, ligleri erken başlattık" yaygarası çıkarmasının alemi yok. Liglerin erken başlayıp, geç başlaması ayrı bir tartışma. Süper Lig 4 Ağustos'ta bence de başlamamalı. Ama mantıklı olması gereken bir tartışmanın içine mantıksız bir takım olayları sokuşturmaya çalışıp, kargaları güldürmek yanlış.
VASATIN ALTINDA _Aurelio'lu milli takım fazla beğenilmedi. Siz milli takımı ve Aurelio'nun performansını nasıl buldunuz? Görüşlerimde değişen bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk olan herkes de Türk Milli Takımı'nda oynar. Türk vatandaşları, 'Anadan doğmalar ve sonradan olmalar' diye ikiye ayrılmaz. Bu bir. İki; Aurelio'nun oynadığı hiçbir takım benim açımdan büyük takım değil. Fenerbahçe de değil, milli takım da değil. Aurelio'ya muhtaçsan, en iyi oyuncun Aurelio ise senin takımın 'vasatın çok altında bir takım' demektir.
_Aurelio'nun ardından Nobre de Türk vatandaşlığına geçti ve sırada bekleyen birçok oyuncu var. Nobre'nin Türkiye'nin tanıtımı için Türk vatandaşı yapılmasını ve Türk olma yarışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hükümetten gelen birçok kararnameyi, kılı kırk yararak incemesiyle ün yapan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Nobre'yle ilgili dosya, önüne konar konmaz imzaladı. "Nobre Beşiktaşlıydı, Cumhurbaşkanı da Beşiktaşlı, ondan böyle oldu" dediler. Buna inanmıyorum. Ahmet Necdet Sezer, 'Nobre Beşiktaşlı' diye önüne konulacak kararnameyi imzalayacak bir hukuk adamı değil. Ama çok kötü sonuçlar açabilecek bu gelişmelerin önünde bir saniye durmadan imza atmasını aklım almıyor.
NOBRE İLE OLMAZ Bundan sonra ne yapmak gerekiyor? Sınır koymak çözüm olur mu? Hakkın var mı sınır koymaya! Büyük takımlar; yani Fenerbahçe ve Beşiktaş istediği oyuncuları Türk yaptıktan sonra küçük takımların günahı ne! O daha büyük haksızlık olur.
_Nobre'nin ismi de milli takım için geçiyor. Nobre, milli takıma yararlı olabilir mi? Türk bir oyuncuyu oynatıp oynatmamaya Fatih Terim karar verecek. Ama Aurelio'nun iyi oynadığı bir takım, takım değil. Bir de Nobre'yi oynatacak kadar düştüyse Türk Milli Takımı, hiç kimse heveslenmesin. Aurelio'ya, Nobre'ye güvenen takımın Malta'yı yenmesi beklenemez!..
