Zırnık vermem Süreyya Ayhan'ın devletten bir şeyler istemesi için önce hak etmesi gerekiyor. 2003'ten beri ortada yok.
Sponsorların hevesli olduğu bir dönemde halkın vergilerine göz dikersen adama 'hadi canım sende' derler.
Japonya'ya esas kadromuzla gidebilsek, Amerika'yı bilmiyorum ama geri kalan hepsini yenerdik
Süreyya Ayhan'ın federasyon-dan kamp dönemi için talepleri basında fazla bulundu. Milli atletin istekleri bir sporcu için gerçekten abartılı mı? Süreyya Ayhan'a zırnık vermem şu anda. Adama, "Bunları hak etmek için ne yaptın?" derler. Önce hak edeceksin. Seneler evvel '3.55 koştun' diye bunları alma hakkın yok. Bugüne kadar sana verilenlerle ne yaptın arkadaş? Süreyya Ayhan, 2003 Dünya Şampiyonası'dan bu yana ortada yok. Sene 2006... İstediği şeyler 2007 için... 4 sene hiçbir şey yapmayacaksın, ondan sonra bunları isteyeceksin. O zaman olmaz.
KOP'U BIRAKACAKSIN İkincisi; teşkilat olarak Süreyya Ayhan'ın gelecek sene iyi işler yapacağına inanıyorsam, bunların hepsini veririm. Ama Süreyya'yı da yüzde yüz kontrol altına alırım. 'Sen artık Yücel Kop'la çalışmayacaksın arkadaş. O seni bu hale getirdi. Bundan sonra benim dediğim hocayla, benim göstereceğim yerde çalışacaksın. Bütün her şeyi de ben karşılayacağım' diyeceksin. Haricinde Yücel Kop-Süreyya Ayhan ikilisine Türkiye halkının vergilerinden ödenecek beş kuruş yoktur. _Diğer ülkelerde bu durum nasıl işliyor? Sporcular istedikleri yerde, istediği şekilde kamp yapabiliyor mu? Dünya iki ana temel üzerine kurulmuştu. Doğu blokunda, Doğu Almanya'da, Sovyetler Birliği'nde devlet profesyonelliği... Bir de Amerika'nın önderlik ettiği okul profesyonelliği... Fakat televizyon ve atletizme olan ilgi ile birlikte sporcuların kendi sponsorları oluşmaya başladı. Birçok firmadan önemli gelirler elde etmeye başladılar. Süreyya Ayhan da başarılı bir kariyer yapabilseydi Avrupa Şampiyonası'nın ardından şimdi bunların hiçbirisine gerek kalmadan, dünyanın en büyük firmalarının desteğiyle dolar milyoneri olabilirdi. Ama kendi yanlış kararları, kocası ve hocasının yanlış yönlendirmeleriyle Süreyya, Vestel'i bile kaybetti. Şimdi sen sponsorların bu kadar hevesli olduğu bir dönemde, sponsor bulamayıp da 'Ben halkın vergilerini yemek istiyorum' dersen adama 'hadi canım sende' derler.
_Kendisini diğerlerinden ayrı görmesi, abartılı isteklerde bulunması, insanın aklına kaçmak için ön hazırlık mı yapıyor, sorusunu da getiriyor. Çünkü daha önce diğer ülkelerden çok cazip teklifler aldığını söylemişti. Bu tehditleri hep yaptı, hep gündeme getirdi. Bu da onlarla aşağı yukarı aynı. "İstediklerimi vermezseniz giderim." Gitsin; Türkiye, Türk spor teşkilatı bu şantaja boyun eğiyorsa yazıklar olsun.
_Mehmet ve Hidayet'siz milli takımın başarısız olacağından korkuluyordu ama beklenenin aksine basketbolcular büyük bir direnç gösterip iki zorlu maçı da kazandı. Güçlü rakipler de bizim gibi. Onlar da Mehmet ve Hidayet'siz gelmişler. Litvanya ve Avustralya'nın da kadrosu çok eksikti. Esas takımımızla gitsek, Amerika'yı bilmiyorum ama geri kalan hepsini yener, en azından Dünya 3. olabilir mişiz' diye düşünüyorum.
AKILLI OLAN OYNAR _Oyuncuların ortaya koyduğu büyük mücadele kendilerine güvenilmemesine karşı bir isyan mıdır? Kötü düşünceli değilim. Ben oyuncuların kendini dünyaya göstermek için çok iyi bir fırsat yakaladığını ve bunu kullanmak için her şeylerini ortaya koyduğunu düşünüyorum. Bu şampiyonada Hido, Mehmet, Hüseyin Beşok gibi üst düzey oyuncuların olmamasıyla, çok süre almayı garantilediler ve bu fırsatı değerlendirmeleri lazım. Akıllı adam iyi oynamak zorunda. Kendileri için de oynuyorlar sadece Türkiye için değil.
_Mehmet ve Hidayet'in olduğu dönemlerde sorunlar yaşanıyordu. Şimdi olmamaları oyuncular üzerinde bir rahatlama yaratmış olabilir mi? Yöneticilik en iyi takımı sahaya çıkarıp, en iyi olanı oynatabilme sanatı. Bu çocuklar, kendi kendilerine çıkıp oynuyor olsalardı bu yönetimlere gerek kalmazdı. Menajere, federasyona, antrenöre ihtiyaç olmazdı. Yöneticilerin, beceriksizliğini, aczini çocukların üstüne atmak kolay.
BEŞİKTAŞLI YUSUF! _Beşiktaş, Gaziantep'in ardından Denizli'yi mağlup etti. Futbolunda bir düzelme, iyileşme görüyor musunuz? Beşiktaş'ta iyileşme yok. Aksine kötüye gidiş var. Beşiktaş'ın iyilerinden Burak hiç yoktu. Delgado da 1-2 pozisyonda göründü, kayboldu. Denizli çok kötü takım. Bütün maç boyunca Denizli'nin bir tane pozisyonu yok. 'Şu da olsa, maç 1-1 biterdi' diyeceğimiz bir tane pozisyonu yok. Senin bir tane pozisyonun olmazsa, usta oyuncuları bulunan Beşiktaş da yakaladığı pozisyonu gole çevirir, kazanır. 100 kere bu maçı oynasalar, 100 kere Beşiktaş kazanırdı. Denizli garip bir takım. Maçın kaderini değiştirecek adamı yok. O Yusuf'a 90 dakika nasıl tahammül ettiler anlayamadım. Aldığı her topu Beşiktaş'a verdi. Beşiktaş'ın en iyi oyuncusu Yusuf'tu!.. Bu Denizli'yi yenmek bir şey değil. Denizli kendi kendini imha eden bir takım.
