Sıcak Beşiktaş Gecenin 40 derecelik sıcağında "kalite" arayamazsınız. Ararsanız bu, sahaya bir ayağı "kırık" çıkmış birisinden "gol" beklemek gibi "insafsızlık" olur. İzmir hamamında yürürken bile "buram buram" terleyen Beşiktaş'ın ben daha çok oyun yapısını, sistemini, artısını, eksisini incelemeye çalıştım. Önce kötü taraflar... Savunma İbrahim Toraman dışında "çakılı" oynamaya devam ediyor. Baki Mercimek "sağ" ayakla "solculuk" yapıyor. Delgado'suz olmak nasıl "fren" yaptırıyorsa, Nobre'siz kalmak da "sırıtmak" gibi bir şey oluyor. Koray geride oynarken, "Keşke Kleberson'un yerinde oynasa" dedirtiyor. "Ronaldo gibi birisi olsa da Kleberson yedekte kalsa" diye başka bir tartışma maddesi açıyor.
"Ricardinho sahada olunca Mercimek'in yerinde Üzülmez oynar" şartını getiriyor. İyi taraflara gelince... Beşiktaş her hafta takım oluyor. Savunmanın bu hali bile kolay "hava topu" vermiyor. Gökhan Zan gibi bir "ideal savunma oyuncusu" tırmanıyor. Delgado, Basel'den değil Beşiktaş'tan Arjantin Milli Takımı'na gidecek gibi görünüyor. Ricardinho ve Nobre'li Beşiktaş "Çok gol atan" bir takım olacakmış mesajına hazırlanıyor. Kalan "az buçuk" eksikleri giderilirse, Beşiktaş UEFA'da nisan, hatta mayısı görebilir izlenimi veriyor. "Sıcak başına mı vurdu" diye soracak olursanız, şunu derim: "40 dereceden geliyorum..!"