Geri çekilin Elimi üstüne koyasım geliyor, belki diner diye. Yumruğumu üstüne çakasım geliyor, belki biter diye. Yumasım geliyor gözlerimi, belki kaçar diye. Ama nafile dostlar. Sol yanım çok acıyor. Bildiklerime susasım, gördüklerimi örtesim, duyduklarıma gülesim geliyor. Kan kırmızı yediverenler bile isyan ediyor yağan kara. Zozan çıldırmış, Nemrut kükremekte. Ve sol yanım çok acıyor be dostlar... Dişteki sancıyı beklettiğim gibi öfkemi ayrı, sabrımı ayrı sakladım. Güneşi yakalamanın tatlı hayallerini yeşerttim umutlarımda. Ama son maçta deniz bitti. Meğer yüreğim de ayrı bekletmiş acısını, aylarca belki de yıllarca. Acısıyla savaşmanın bitkin hallerini gördüm göz pınarlarında. Ve o da dayanamadı, seslendi: "Sol yanım çok acıyor..." Yağan karın heybetine burun kıvıranlar vardı. Yüreği alev alev yanarken bıyığı, sakalı buz tutan... Donuna kadar sırılsıklam ve avaz avaz... Ve kahrın binbir çeşidi. Lakin kahrın ve sabrın selametine inananlara 90 dakika boyunca bir pozisyonu çok gören kifayetsiz ve vurdumduymaz futbol. Sol yanım kanamaya başladı! Ayhan Akman'ı kıskanan Adem Dursun'un orta parmak rezaleti, Youla'nın silüeti, Ailton'un ille de gideceğim düeti... Şimdi dinleyin beni. Konfüçyüs, halkın arasında tüm ezginliği ile yürürken çok dar bir sokağa gelir. İki kişinin aynı anda geçmesi mümkün değildir o sokaktan. Yolun yarısına geldiğinde karşıdan şehrin en zengin adamının bütün haşmeti ile geldiğini görür. İkisinden biri geri geri gelip yol vermek zorundadır. Zengin adam ukala bir tavırla "Ben bir serserinin karşısında geri çekilmem" der. Konfüçyüs hemen tüm bilgeliği ile cevap verir: "Ben çekilirim!"