Neyin kavgası? Yıldırım Demirören Beşiktaş Başkanlığı'na seçildiği anlarda önüne tutulan Fener TV mikrofonuna "Benim ne Fenerle, ne de onun televizyonu ile işim olur" dedi. Halbuki sandıklarda sayımlar sürerken kendisine röportaj teklif eden aynı habercilere sonuçlardan sonra konuşmak üzere söz vermişti. Aradan dakikalar geçmeden fikrini değiştirdi. Aynı Demirören, Fener TV Genel müdürü İhsan Topaloğlu ile yönetici Reha Muhtar'ın organizasyonunda derbi öncesinde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte yayına çıkmaya söz verdi. Olay kamuoyuna duyuruldu. Beşiktaş taraftarları internet forumlarında Demirören'in, Fener TV'ye gitmesine tepki gösterdi. Genç Başkan geri adım attı. İki Başkanın bu kez Beşiktaş TV'de bir araya gelmesi gündeme geldi. Aziz Yıldırım kabul etti. Ama yine de buluşma gerçekleşmedi. Yine Demirören'in yönetimi, rakibini "taciz" eden ve bu hareketi nedeniyle arkadaşından da "özür dileyen" Emre Aşık'a destek veren açıklamaların içine girdi. Fenerbahçe Yönetimi'nin derbiden sonra yaptığı "düzeyli" açıklamaya sert çıkışlarla ve kirli uslupla yanıt verdi. Beşiktaş Yönetimi "elle taciz" ile "elle düzeltmeyi" aynı kefeye koyarak, Fenerbahçe ile yaşadıkları gerginliğin içine Futbol Federasyonu'nu da çekme politikasını uyguladı. Yıldırım Demirören, kendisini tanıdığımız bölümler içinde açık sözlü, mantığı önde tutan, kararlarda istikrarı arayan ve samimiyeti şüphe götürmeyen bir kişilikte. Şimdi böyle bir cephe açıp, kavga ile çıkış araması neden? Beşiktaş Yönetimi'nin bu çıkışlarına Fenerbahçe'den tek yanıt gelmemesi de ilginç. İlk zamanlarda bunu eleştirsek de, şimdi yöneticilerin doğru hareket ettiklerini düşünüyoruz. Ortamdan kendilerini uzak tutarak, Beşiktaş'ı kendi kavgasında, kendi başına bıraktılar. Ortadaki yanlış şu; taraftar gazıyla, yöneticilik kimliğini unutup, kitlelere karşı popülizm içine girmek. Demirören'in yaptığı takım küme düşme hatttından son dört haftada aldığı puanlarla kurtuldu. Bu gerçeği taraftarına unutturmaya çalışmak doğru bir politika gibi görünse de, gelecekte onarılmaz zararların mimarı olur. F.Bahçe Yönetimini de bu kaos içine girmediği için tebrik etmek lazım. Tecrübe başka bir şey!
